Dorukhan Büyükışık dosyasında gelişme: Yargıtay, intihar dosyasını kanun yararına bozup cinayet soruşturması başlatılmasına karar verdi
T24 Özel-TOLGA ŞARDAN
Yargıtay 1. Dairesi, 13 Mayıs 2018’de İzmir Narlıdere’de cansız bedeni bulunan Dorukhan Büyükışık’la ilgili intihar dosyasının, “cinayet soruşturması”na dönüştürülmesini talep eden Adalet Bakanlığı görüşüne onay verdi. Bakanlığın, “kanun yararına bozma” isteğine Yargıtay’ca onay verilmesi sonrasında dosya “cinayet” soruşturmasına döndü. T24’e konuşan Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, “sürecin bu aşamaya gelmesi, ülkede halen dürüst yargı mensuplarının bulunduğunu göstermesi açısından umut verici” dedi.
Cansız bedeni bulunduktan sonra İzmir’de savcılık ve polisin yürüttüğü soruşturma sonucunda “ihtihar ettiği” yönünde verilen kararla kapatılan Dorukhan Büyükışık’ın ölümüyle ilgili Yargıtay 1. Dairesi önemli bir karara imza attı.
Geçen Şubat’ta alınan kararın yürürlüğü girmesiyle birlikte Dorukhan Büyükışık’ın yaşamını yitirdiği olayın seyri tamamen değişti.
Oğlu Dorukhan’ın İzmir’de faaliyet gösteren Tanyer İnşaat dalı firmaya ait inşaat sahasında cansız bedeninin bulunması sonrasında harekete geçen Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, olayın üzerindeki şüpheyi kaldırmak için adalet mücadelesi vermeye başladı.
Büyükışık’ın verdiği mücadelesinin T24 aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte arka arkaya önemli gelişmeler yaşandı.
Büyükışık, sesini kamuoyuna duyurmasının ardından özellikle Adalet Bakanlığı nezdindeki girişimlerinden olumlu sonuç almayı başardı. Adalet Bakanlığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen adli soruşturmada verilen takipsizlik kararının “kanun yararına bozulması” için Yargıtay’a başvurdu.
Büyükışık’ın olayın intihar değil cinayet olduğu yönündeki delilleri ortaya koymasıyla beraber, bakanlığın Yargıtay’a yaptığı başvuru sonrasında Yargıtay Başsavcılığı, Büyükışık’ın iddiasını dikkate alan tebliğnameyi Yargıtay 1. Daire’ye gönderdi.
Talebi görüşen Yargıtay 1. Dairesi, yargı sisteminde pek görülmeyen şekliyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesini onayladı. Böylece, Dorukhan Büyükışık’ın cansız bedeninin bulunduğu olayın cinayet soruşturmasına dönüşünün önü açıldı.
Kararın anlamı
Yargıtay 1. Dairesi’nin yayımladığı kararla beraber bazı önemli noktaların dikkate alınması gerekecek.
Büyükışık’ın “yüksekten düşme neticesi ölmediği”, aksine “cinayet sonucu”nda yaşamını yitirdiği netleşti.
Ayrıca, soruşturmanın ilk aşamasında savcılık tarafından talep edilen Adli Tıp raporlarının yanlışlığı ortaya çıktı. Yargıtay 1. Dairesi, kararında, Büyükışık Ailesi’nce hazırlattırılan uzman raporlarını dikkate aldı. Aile tarafından hazırlatılan uzman raporlarında, Dorukhan Büyükışık’ın yüksekten düşme sonucuyla değil, tam aksine öldürüldüğü yönünde bulgulara yer verilmişti.
Aynı karar doğrultusunda, olayı intihar olarak değerlendiren ve bu istikamette adli soruşturma yürüten, sonunda da takipsizlik kararı veren yerel savcılık ve polislerden oluşan kamu görevlilerinin yaptığı soruşturmanın “sorunlu” olduğu anlaşıldı. Süreçte görev alan kamu personeli halen ilgili kurumlarda devam eden idari araştırma ve soruşturmaların seyri de değişecek.
Gelişmenin diğer önemli bir tarafını ise, Ethem Büyükışık T24’e şöyle anlattı:
“Tebliğname ve onama kararından anlaşılacağı üzere, oğlumun cansız bedeninin bulunduğu bölgedeki inşaatın firmasının sahipleri Münir Tanyer ve oğlu Taylan Tanyer, cinayet şüphelisi olarak yeniden soruşturulacak. Yakalarını kolayca sıyıramayacaklar. Ayrıca, kararda zaman aşımına kadar dosyanın hiçbir şekilde kapatılamayacağı hükmü var.”
“Yargıya teşekkür ederim”
Oğlu Dorukhan Büyükışık’ın cinayete kurban gittiğini ortaya çıkarmak için büyük çaba sarf eden baba Büyükışık, şöyle dedi:
“Bundan sonra sürecin önü açıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen hem kamu görevlileri, hem de cinayetle ilgili soruşturmadaki yeni veriler dosyaya girecek.
Yaşanan yeni gelişmeler azaltmayacak. Ancak, içimize su serpen bir durum da var. Türkiye’deki yargı içinde hala dürüst, temiz, vicdanlı yargı mensuplarının olduğunu görmek bize umut verdi. Daha yolun sonuna gelmedik. Bu ülkedeki bizim benzerimiz anne – babalar ve evlatları için umudumuz artmaya başladı. Süreç uzun. Bizim için hiç kolay olmayacak. Gerek, Adalet Bakanlığı, gerek Yargıtay’da halen adil hüküm veren hakimlerin olduğunu hissettik. Özellikle Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Yargıtay yöneticileri bizim yanımızdaydılar. Destekleriyle süreç bu noktaya gelebildi. Teşekkür ediyorum.“